Sayfalar

6 Şubat 2011 Pazar

Herkesin bildiği, ancak hepsini bir araya getirip ifade edemediğiniz bilgileri paylaşıyorum........


Ben dürüst, hiç kanuni suç işlememiş, vergisini muntazam ödeyen,
trafik kuralları dahil her türlü kanun ve kurala uyan bir vatandaşım. 
Bir şahsa hakaretim bile yoktur... 

Ama başkaları tecavüz ediyor, alkollü araba kullanıp sakat bırakıyor, 
insan öldürüyor, hırsızlık yapıyor.v.s.. . Ben onları vergimle hapishanede 
besliyorum ve çıktıklarında da mutlaka onlara iş veriyorum, ayrıca aramıza
alıyorum ki tekrar tecavüz etsinler, sakat bıraksınlar, öldürsünler. Ben de düşünüyorum, aklediyorum ve sistemde yanlışlar buluyorum. 
Sivil Toplum Kuruluşlarıyla çalışıyorum, yazıyorum, oy veriyorum... 

Ama başkaları bölüyor, dağa çıkıyor, bomba atıyor, ağlamayana meme yok diye kırıyor, 
döküyor ve öldürmeye devam ediyor... Ben onların maaşını ödüyorum, liderlerini besliyorum 
ve kardeşlerimi öldürdüğü için affetmeye zorlanıyorum. 


Ben tek çocuk sahibiyim. Doğuramadığım için değil. Sevgimi, ilgimi, 

bilgimi ve maddi gücümü en iyi şekilde bu insana yatırıp, onu onlarca insana bedel, 
akıllı, manevi değerler üretebilen ve yaşatabilen, kutsal sisteme saygılı bir insan 
yapmak istediğim için... 

Ama başkaları 10’larca çocuk dünyaya getiriyor. Korunamadıkları için değil. 
Sayısal üstünlük sağlamak için. Sevmiyorlar, ilgilenmiyorlar. O çocuk dağa çıkıyor, 
o çocuk kapkaç yapıyor, o çocuk tinerci oluyor, o çocuk okumadığı için özgür olamıyor 
ağasına maraba oluyor yada bakamadıkları için dedesi yaşındaki birisine 13 yaşında 
satılıyor ve 14 yaşında oda doğurmaya başlıyor... 

Sonra benden o insanlara merhamet duymamı ve benden alınan vergiler onları beslemeye 
yetmediği için ayrıca çocuklarını okutmamı istiyorlar. Ben marabaların kızlarını okutayım ki 
ağaları kendi kızlarına kilolarca altın takılan 40 gün 40 gece düğünler yapabilsin. 
Evlerini ısıtıyorlar benim vergilerimle ya da kimbilir o kömürleri satıp sigara parası yapıyorlar. 
Oysa ben bu kış zamlı doğalgazı nasıl ödeyeceğimi düşünüyorum. 
Onlar 10’ar 10’ar doğurduğu için işsiz kalıyorlar ve batıdaki fabrikaları doğuya taşımaya zorluyorlar.
 Öyle ya merhamet etmek lazım. Batıdakiler işsiz kalsada olur malum onların sesi çıkmaz. 
Oysa toprak reformu, aşiretleri çözmek kimsenin işine gelmiyor. Çünkü oy için 10 000 insanı ikna etmek kolay değildir ama ağasını ikna etmek kolaydır. 

Ben daha maaşımı alma dan vergim kesiliyor... 

Ama başkaları vergi ödemiyor ve sık sık affediliyor. 


Benim maaşım belli. 

Ama stadyumda sünnet düğünü yapanın geliri nasılsa belli değil. 

Oysa biz evlendiğimizde düğün bile yapamadık. 
Biz evlendiğimizde alacağımız mobilyalarla doğaya zarar vermişizdir endişesi ile nikaha gelen 
herkese şeker yerine yüzlerce ağaç fidanı dağıttık, doğadan aldığımızı doğaya geri verelim diye... 

Ama başkaları ormanı yakıp yerine ev yaptılar, sattılar, kiraladılar, zengin oldular 
ve 2B ile affoldular. 

Benim babam ev alabilmek için 12 sene aynı işçi parkası ve pençeli ayakkabısı ile gezdi. 
Çok şükür şimdi evleri var... 

Ama başkalarının babası devletin arazisi üzerine gecekondu yaptı 
şimdi mütahite sattı ve bir sitede 60 dairesi var. 

Ben dişimi fırçalarken suyu devamlı kapatıyorum. Meyve yıkadığım suyla 
balkonu yıkıyorum..v.s. Malum suyu israf etmeyeceğiz ya... 

Ama başkaları golf sahaları yapıp çimleri için tonlarca su kullanıyor. 
Yada biryerlerde kaçak kullanıp para vermiyorlar. 

Ben bakanımızında tavsiyesine uyarak saçımı havluyla kuruluyorum. 
Ayrıca Maliye bakanımızın kızına katkısı olsun diye evlerimizi tasarruflu 
ampullerle donatıyoruz. A+ makinelerimiz var... 

Ama başkaları kaçak elektrik kullanıyor ve faturalarını ben ödüyorum. 

Ben sağlık sigortamı istemesem bile ödüyorum...
 
ama başkaları yeşil kartla gidip benim paramla muayene oluyorlar. 
Gerçekten ihtiyacı olana son kuruşuna kadar helal olsun. Ama bu ülkede 
kaç milyon yeşil kartlı var? Kaçı hak ediyor ? 

Öyle uzun ki bu liste... biliyorum uzun yazılar ı okumayı sevmiyorsunuz. 
Her türlü adaletsizliğe rağmen doğru bildiğim yoldan asla dönmeyeceğim. 
Çok sevdiğim bir fıkra ile bitireyim: 

Adamın biri dünyada hiç kimseye bir kötülük yapmamış, her türlü kurala uymuş, 
içmemiş, zina yapmamış, uyuşturucu kullanmamış, kimseyi pataklamamış. 
Neyse bir gün ölmüş büyük bir sevinç ve beklenti ile sorgu meleğinin önüne gelmiş.
 
Melek sormuş : içmemişsin, kul hakkı yememişsin 
Adam : evet 
Melek : Kimseye el bile kaldırmamışsın 
Adam: evet 
Melek : Kendi karından başkasına yan gözle bile bakmamışsın 
Adam : evet 
Onlarca sorudan sonra sorgu meleği yanındaki meleğe dönerek : bir çift kanat getirin 
Adam heyecanla : Melek oluyorum değilmi? 
Melek : hayır kaz oluyorsun 

Fıkradır ama doğruyu söylemek gerekirse korkum kaz olmaktır. 

Bir T.C. vatandaşı...
--
Alıntıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder