Sayfalar

21 Haziran 2010 Pazartesi

Heyecanlı Olmak... Heyecan Aramak

İlk defa uzun yazacağım  çünkü dün benim için önemli idi...
Bu sabah erken kalktım... Çünkü heyecanım vardı biraz.
Dört yıldır okuduğum Marmara Üni. İletişim Fakültesini bitiriyordum...
Sabah erken kalktım ...Çünkü lisans tezimin jürisi vardı.. Evet dört yılın sonunda yazdığım tezimle mezun olacaktım...
Jürimde üç kişi vardı... Birincisi Mert hoca (Denizci) idi. Fazla tanımıyordum. Genelde okulun idari işleri ile ilgileniyordu. Jüride ikinci olarak; Gazeteci aynı zamanda öğretim görevlisi olan Barış hoca (Doster) Barış hoca fazla zorlamayacağını tahmin ediyordum ve öyle oldu... Çünkü tezimin ilk aşamalarını biliyordu. Tezimi okumuştu ve beğenmişti...
Üçüncü ise Danışman hocam Esin hoca (Kartopu) biliyordum biraz zorlayacaktı, terleme mi istiyordu jüride...
Çünkü tezde iyi bir şeyler ortaya çıkarmıştım... Beş aydır beraber çalışıyorduk... Jüriye girdiğimde biraz heyecanlıydım... Açıkça sabahtan itibaren heyecanlıydım...Okula gitmek için bir yıldır giymediğim Kumaş pantolon ve uzun kollu gömlek giymiştim... Apartmandan aşağıya indim taksiye binecektim ama heyecanlıydım.... Yürümenin iyi geleceğini düşünerek yürümeye başladım... Okula kadar yürümüşüm ama farkında değilim biranda kendimi okulda bulmuştum... Çünkü heyecanlı idim...
Jüriye yine döndüğümde Esin hoca tek tek soruları sormaya başlamıştı. Biraz terletmek istiyordu...
Hem soru soruyor hem de hatırlatma yapıyordu.... Çünkü heyecanlı idim...
Evet jüri bitmişti ve geçmiştim....
Ankara'ya gitmem gerekiyordu. Heyecan bitmişti. Tren ile yolculuk yapmak istiyordum ama yolda çalışma olduğu için iki saat gecikme ile gidiyordu trenler... Vazgeçmiştim tekrar otobüs yolculuğu yapacaktım... İnterneten firmaları kontrol etmiştim yer vardı ama az kalmıştı. sanırım artık ben heyecan arıyordum. Taksimde otobüs firmalarının birinde yer bulacağımı tahmin ederek saat 24 gibi evden çıktım ama yer kalmamış bu safer yine aklıma bir fikir gelmişti otogara gidersem otobüs bulabilirdim. Firmanın birine rica ettim servis aracı ile beni otogara gönderdi. Bu seferde yanımda birisi bana bilet bulmak istiyordu sanırım hem benden bilet buldum diye bahşiş almayı planlıyordu hem de otobüs firmasından komisyon alacaktı.... yer bulamamıştık gece saat 24:30 gibi otogarda idim bir bahane ile adamdan kurtuldum...
Otogarda dolaşıyordum Ankara diye bağıran bir kaç kişi vardı ve etrafları kalabalıktı biraz hızlanarak oraya yöneldim... Üç kişi bilet satıyordu. saat 01 arabası için ama ortada araç yoktu. 
Bende bilet aldım. Hem de normal fiyattan daha pahalı almıştım. Çünkü sabah Ankara'da olup işlerimi erken bitirmek istiyordum. Anadolu'dan almış olmalıyım bu özelliğimi ve heyecan aramayı...
Saat 01 olmuştu Araç gelmedi herkes kendi arasında konuşuyordu ne olacak diye fısıldamalar iyice yükselmişti... Sonra alt kata inileceği söylendi. Anlamıştım korsan bir araçla yapacaktık heyecan aradığım için sanırım bir şey dememiştim kabul ettim...
Alt kata inmek için yürümeye başladık ama alt kat bitmiyordu. 3 kat aşağıya inip yürüyerek İstanbul otogarından dışarıya çıkıyorduk... Evet tamamen heyecan aramak olmalı 10 dk kadar yürüdük bir yere gelmiştik burada bekleyeceğimizi söylediler. Kaldırıma çıkmamız söyleniyordu...
Tam fotoğraflık bir görüntü vardı. O an aklıma eski Türk filmleri geldi işçi beğenilip alınan pazar yerleri gibi bekleyişimiz sürüyordu...
01 arabası 45 dk gecikme ile gelmişti. Bende araba gecikince bu satırları yazmaya başladım...
Evet yolculuk başlamıştı heyecan burada bitti mi? Ankara'ya ulaşınca anlayacaktık....  




         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder